Ulusal Mimarlık Ödülleri Sergisi ve Semra-Özcan Uygur Söyleşisi

Ulusal Mimarlık Ödülleri Sergisi ve Semra-Özcan Uygur Söyleşisi

  • Ocak 19, 2019
  • 14:30
  • Gaziantep Sanat Merkezi (Eski Adliye Sarayı)

Ulusal Mimarlık Ödülleri Sergisi ve Semra – Özcan Uygur Söyleşisi

1988 yılından bu yana verilen ve mimarlık alanında Türkiye’nin en köklü ve saygın ödülleri olan Ulusal Mimarlık Ödülleri, iki ana başlık altında verilmektedir: ‘Mimar Sinan Büyük Ödülü’ ve ‘Başarı Ödülleri’.

Mimar Sinan Büyük Ödülü, tüm meslek hayatı boyunca verdiği eserleri ve mimarlığa geçen hizmetleri nedeniyle bir mimara veya ortak çalışan mimarlara verilmektedir.Başarı Ödülleri ise, dört daldadır: Mimarlığa Katkı Dalı, Yapı Dalı, Proje Dalı ve Fikir Sunumu Dalı.

Başvurular arasında ödüle aday gösterilen ve ödül kazanan projeler ise Ulusal Mimarlık Ödülleri Sergisi’yle mimarlara ve kamuoyuna takdim edilmektedir.

Türkiye’nin en önemli projelerinin yer aldığı bu sergi, 19 Ocak 2019 Cumartesi günü Gaziantep Sanat Merkezi’nde (Eski Adliye Sarayı) gerçekleştirilecek açılışla Gaziantepliler’in de ziyaretine sunulacaktır. 14:30‘da başlayacak olan sergi açılışı ve kokteylin ardından, saat 15:30‘da ülkemizin önemli mimarlık ofislerinden Uygur Mimarlık’ın kurucuları Semra Uygur ve Özcan Uygur’un söyleşileri başlayacaktır.

1986 yılından bu yana birçok önemli kamu projesine imza atan Semra ve Özcan Uygur, yapı dalında başarı ödülüne layık görüldükleri Diyarbakır Yenişehir Belediyesi binasının tasarım öyküsünü, mimarlığa ve tasarıma dair görüş ve tecrübelerini aktaracakları bir buluşma gerçekleştirecektir.

Bu keyifli programda buluşmak dileğiyle….

Yer: Gaziantep Sanat Merkezi (Eski Adliye Binası)

Tarih: 19 Ocak 2019 Cumartesi

Program:

14:30 Sergi Açılışı ve Kokteyl
15:30 Söyleşi: “Yapı Dalında Ödül Alan Yenişehir Belediye Binası ve Uygur Mimarlık Stüdyosunun Pratikleri Üzerine…”
Semra Uygur, Özcan Uygur

Konuşmacılar Hakkında

1986 yılında, Semra Uygur ve Özcan Uygur tarafından Ankara’da kurulan Uygur Mimarlık, yaklaşık 30 senedir kentsel ve mimari tasarımlar yapıyor. Kültür ve eğitim yapıları konusunda önemli çalışmaları bulunan Uygur Mimarlık ayrıca büyük ölçekli prestijli özel ve kamusal ofis yapılarında da önemli deneyime sahip.
Proje süreci başında işin yapılma gerekçesinin ve ihtiyaç programının işverenle birlikte yorumlanması, gerektiğinde değiştirilip geliştirilmesi Uygur Mimarlık için tasarım sürecinin önemli bir bileşenidir. “Etkileşimli mimarlık” olarak tanımladıkları bu süreç ile salt yapı kullanıcıları değil, yapıdan dolaylı olarak etkilenen herkesin düşünülmesi Uygur Mimarlık’ın işlerinde kendini belli eder. Dolayısı ile içindekiler için iyi işleyen ve hissettiren yapıların, aynı zamanda ona değen veya sadece görenlere de haz veren binalar olması sağlanır.
Üretilen tüm projelerde yapıların mevcut çevre koşullarına göre özgünlüğü savunulur. Bu nedenle yer ile olan sıkı ilişki, yerin verilerinin tasarıma yön vermesi ilkesi Uygur Mimarlık’ın projelerinde ısrarlı bir nakarat gibi izlenebilir. Yapıların formu temel geometrik bileşenlerin ustaca ve titizlikle bir araya getirildiği, malzeme ve mekanların tektonik özgünlüğünü öne çıkartan bir anlayışla üretilmiştir. İlk başta karmaşık görünen ama kullanımı kolay ve içinde iken farklı perspektiflerle zenginleşen mekanlar insan hareketlerini kısıtlamak veya onları dikte etmek yerine kullanım çeşitliliğini teşvik eden bir anlayışla tasarlanmıştır. Mekanların insan ilişkilerine yeni zenginlikler katabileceğine inanan Uygur Mimarlık, mekânsal organizasyonun yanı sıra malzemelerin de atmosferin zenginliğe katkıda bulunan önemli duyusal bileşenler olduğunun bilinci ile çalışır.
Düşünsel boyuta önem vermenin yanı sıra, yapı bileşenlerinin tüm ayrıntılarıyla detaylandırılması, nitelikli mekanlar peşinde olan Uygur Mimarlık’ın temel tasarım üretim prensibidir. Bu nedenle kentsel tasarım ölçeğinden detay ölçeğine kadar imalata dair tüm dokümanlar uzman danışmanlarla birlikte ofisin kendi bünyesinde üretilir.
‘Sosyal ilişkileri besleyen mekanların organizasyonundan, duyuları bağlayan malzemelerin keşfine uzanan süreçte, her proje kullanım ve deneyim farklılıklarıyla birlikte tasarlanır. Sonuç, mimari tasarımda incelik, bütünlük ve güzelliktir.’ sözleri ile kendi mimarlık anlayışını ifade eden Uygur Mimarlık, tasarım sürecinin dinamizmine inanarak, farklı jenerasyonlardan ve farklı alanlardan insanlarla beraber çalışmaya önem verir.
Uygur Mimarlık için önemli bir diğer husus ise mimari yarışmalardır. Mimari proje yarışmalarını “kendi kendiyle yarışmak” olarak nitelendiren ofis felsefesi, şimdiye kadar yapılan yetmişi aşkın yarışma projesinin yanında yenileri için de altyapı oluşturur. Yarışmalardan bugüne kadar alınan ödüller, Uygur Mimarlık’ın bilinirliğinde önemli yer tutuyor. AKM CSO Konser Salonu ve Koro Çalışma Binası (1993), TBMM Milletvekili Çalışma Binası (1996) ve TED Ankara Koleji Yumrubel Yerleşkesi (1997) en ses getiren yarışma birincilikleri olarak sayılabilir. Yarışma ile üretilen projelerin yanı sıra CER Modern Sanatlar Merkezi (2000), dördü Arkitera 2014 Seçkilerine de seçilen İSMEP kapsamında İstanbul’daki 44 okul binasının projelendirilmesi (2010-2015) ve T.C. Dakka Büyükelçiliği (2011) önemli diğer projelerinden bazılarıdır. Ulusal ölçekte de başarıları kanıtlanan Uygur Mimarlık TED Ankara Koleji Yumrubel Yerleşkesi ile Mimarlar Odası 2004 Ulusal Mimarlık Ödüllerinde yapı dalı ödülü, CER Modern Sanatlar Merkezi ile TSMD 2010 yılı tasarım ödülünü aldı.