Kent, İnşaat ve Ekonomi Kongresi Tamamlandı.

KENT, İNŞAAT VE EKONOMİ KONGRESİ TAMAMLANDI…

Ülkemizin ana gündem maddesi olan ekonomiyi inşaat, mimarlık, kent ve meslek alanlarımız ekseninde değerlendirmek üzere Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi ve Gaziantep Ticaret Odası işbirliğiyle düzenlenen Kent, İnşaat ve Ekonomi Kongresi tamamlandı.

2 Mayıs 2019 Perşembe günü Prof.Dr.Ruşen Keleş ve Doğan Hasol’un açılış konuşmalarıyla başlayan kongre, 4 Mayıs 2019 Perşembe günü Mahfi Eğilmez’in kapanış konuşmasıyla son buldu.

KONGRE İÇERİĞİ

Pek çok önemli gündemin değerlendirildiği üç günlük boyunca beş konferans, sekiz tematik sunum ve on üç oturumda ellinin üzerinde bildiri sunuldu.

2 Mayıs 2019 Perşembe

Prof.Dr.Ruşen KELEŞ, manifesto niteliğindeki açılış konuşmasında kongrenin ana çerçevesini oluşturan konulara değinerek inşaat ve konut sektörlerine dayalı ekonomik büyüme modelini kentleşme politikaları, planlama ve imar bağlamında değerlendirdi. Doğan HASOL ise mimarlık ve kent ekseninde inşaat sektörüne eleştirel bir bakış getirdi.

Birinci günün akademik oturumları Harran Üniversitesi İktisadi İdari Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç.Dr.Mithat Arman KARASU’nun “Geçmişten Günümüze TOKİ Uygulamaları” başlıklı tematik sunumunun ardından başladı. Karasu, rakamlarla ve çarpıcı değerlendirmelerle TOKİ’nin yıllar içerisinde değişen ve farklılaşan rolünü irdelerken, Türkiye’nin konut sorununa dair tespit ve önerilerde de bulundu.

2 Mayıs Perşembe günü gerçekleştirilen dört akademik oturumda “Türkiye Ekonomisi, Kentleşme ve İnşaat Sektörü” değerlendirilirken “Afet Riski, Yapı ve İş Güvenliği” ve Adana örneğinde Kentsel Dönüşüm Uygulamaları da oturumların başlıkları arasında yer aldı.

İlk günün kapanış konuşmasını ünlü ekonomist Erkin Şahinöz gerçekleştirdi. Türkiye ve dünya gündeminde yer tutan ekonomik gelişmelerin değerlendirildiği konferans büyüme ve kalkınma kavramlarının da tartışıldığı nitelikteydi.


3 Mayıs 2019 Cuma

Sabah bölümünde yapılan iki eşzamanlı oturumda Kentleşme Politikaları ve İmar Sorunları; Kent ve Çevre başlıkları tartışıldı. Bu oturumlarda  imar politikalarından kaynaklı kentleşme sorunları, kır ve kent çelişkileri, akıllı kentler, kentleşme ve çevre kirliliği ilişkileri, ekonomik kalkınma planlarında çevre politikalarının yeri gibi önemli konular tartışıldı.

Hasan Kalyoncu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr.Bilge IŞIK “Gaziantep’te Tarihi Barak Mimarisi ve Kerpiç Mimarinin Endüstrileşmesi” başlıklı sunumuyla kerpiç örneği üzerinden geleneksel malzemelerin modern teknolojilerle yeniden kullanımının ekonomik ve ekolojik bir seçenek olarak ne kadar önemli olduğunu vurgulayarak önemli bir perspektif sundu.

Öğleden sonra oturumları üç eşzamanlı akademik oturumla başladı. Bu oturumlar “kent planlama ve iktisadi süreçler”, “mimarlık ve mekan” ve “güncel kent ve kentleşme sorunları oldu.”

Konuşulan ve tartışılan konular “Gaziantep’te İnşaat Sektörü ve Planlama”dan “Yaşam  Mekanlarının Mutluluğa Etkisi”ne; “Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Alanı”ndan “Adana’da Yapsatçı Dönüşüme” ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine kadar uzandı.

Bu oturumların ardından Özyeğin Üniversitesi Ekonomi Bölüm Başkanı Prof.Dr.Ümit ÖZLALE’nin dünya etkisinde Türkiye ekonomisinin bugünü ve yarınını değerlendirdiği “2019 ve Sonrasında Türkiye’nin Yeni Normali Ne?”, Prof.Dr. Alper ÜNLÜ’nün dünya ve Türkiye’den örneklerle incelediği “Büyük Projeler ve Mimarlık Etiği” ve Dr.Öğr.Üyesi Sinan Tankut GÜLHAN’ın konut, toplumsal katmanlar ve kentleşme sorunlarını İstanbul ve Gaziantep örnekleri üzerinden irdelediği “Gaziantep‐İstanbul: Türkiye’de Orta‐Sınıfın Habitusü ve Toplumsal Mekânın Üretimi” başlıklı tematik sunumları oditoryumda gerçekleştirildi.

Doç.Dr.Pelin TAN’ın da aralarında bulunduğu çalışma grubunun 1-2 Mayıs’ta Gaziantep’te gerçekleştirdiği ve son derece kritik bir konuyu ele alan “Bir Sonraki Günün Emeği: Eğreti Emek Koşulları Çerçevesinde Müşterek Mekanlar Üzerinde Düşünmek” atölyenin çalışma sonuçları da sunuldu. Mimar emeğinin ve göçmen emeğinin müşterekliği ve ortak kırılganlığı üzerine kurulu atölye büyük ilgi topladı.

Günün kapanış konferanslarından ilkinde ekonomist Prof.Dr.Emre ALKİN, “Türkiye’nin Geleceği Parlaktır” başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi. Yoğun katılımla gerçekleştirilen konferansta Alkin, güncel gelişmeleri ve olası yakın gelecek senaryolarını değerlendirdi.

Kapanış konferansı ise Prof.Dr.Alper ÜNLÜ’nün moderatörlüğünde, Nevzat SAYIN ve Cem SORGUÇ’un katılımıyla bir söyleşi formatında gerçekleştirildi. “İnşa Etme Bağlamında Mimarlık”, mimarlığın aldığı yeni halin, mimarlığın teknikten ve inşaattan, uygulamadan kopuşunun yarattığı sorunların tartışıldığı bir oturum olarak büyük beğeni topladı.


4 Mayıs 2019 Cumartesi

Kongrenin son gününde dört oturum gerçekleştirildi. Koruma, Kentsel Dönüşümün metodolojik sorunları ve toplumsal etkileri, ve kentleşmeye kavramsal yaklaşımlar konu başlıklarını oluşturdu. Son derece ilgi çekici ve zengin bir çeşitlilik gösteren bildiriler arasında gecekondu dönüşümlerinde hak sahipliğinden tarihi çevrelerde çağdaş yapılaşmaya, kentsel soylulaştırmadan kentsel dönüşümün çocuklar üzerindeki etkilerine, Adana örneğinde anti-kent kavramından modern zamanların sanal ülkesi Liberland’a uzanan çeşitlilikte konular yer aldı.

Akademik oturumların sonrasında bilim kurulu üyelerinin yönettiği değerlendirme ve sonuç oturumu gerçekleştirildi. Bu oturumda kongre boyunca gerçekleştirilen sunumlar ve tartışmalar değerlendirilirken, kısa bir sonuç bildirgesi çıkarmanın kongrenin zengin içeriğine haksızlık olacağı; çıkarılacak kongre kitabının en nitelikli sonuç bildirisi olacağı kanaati ağırlık kazandı. Bunun yanısıra konferanslarda salonlar dolarken akademik oturumlarda izleyici sayısının azalmasının önümüzdeki dönemde tekrar edilecek kongrelerde üzerine düşünülmesi gereken bir husus olduğu sonucu çıktı.

Kongrenin son bölümünde ise önce gazeteci Bağış Erten’in “Kent Kültürünün Bir Parçası Olarak Futbol” isimli konferansı vardı. Çocukluğunun bir dönemi de Gaziantep’te geçen Erten, futbol ve kitle kültüründen, futbol taraftarlığının rolünden, stadyumların kentsel mekan içerisindeki etkilerinden bahsetti. Stadyum yıkımlarına, terk edilen stadyumların nasıl başka şekillerde değerlendirilebileceğine, Türkiye’de son yıllarda yapılan yeni stadyum projelerinin başarısızlığının sebeplerine değinen Bağış Erten; Gaziantep’teki futbol kültürüne, Kamil Ocak’a ve Gaziantepspor’a ilişkin çarpıcı görüşlere de yer verdi.

İlgiyle izlenen bu konferansın ardından ünlü ekonomist Mahfi Eğilmez’in kapanış konuşması gerçekleştirildi. Mahfi Eğilmez, yakın geçmişten bugüne geldiğimiz noktayı gözler önüne sererken önümüzdeki dönümde bizi bekleyen olası gelişmelere dair çok önemli izlenimleri sundu.

DEĞERLENDİRME

Pek çok açıdan bir çok ilkin gerçekleştirildiği kongreyi 1500’ün üzerinde katılımcı takip etti. 70 civarında konuşmanın gerçekleştirildiği kongre, Gaziantep ve Türkiye için kalıcı bir bilimsel kaynak oluşturma görevi üstlendi.

Kongrenin kurumsal bir sonuç bildirgesi yazılmayacak olsa da, Mimarlar Odası Gaziantep Şube Başkanı Özgür Girişken yaptığı açıklamada kongre sürecine ilişkin aşağıdaki değerlendirmelere yer vermiştir:

“Vestel’in 1000 Dolarlık ‘yerli’ LCD televizyonunu aldığınızda bunun 875 Doları Kore’ye gider, çünkü televizyonun paneli oradan ithal edilmektedir. Bu paneli Türkiye’de üretmek istediğinizde yaklaşık 2.5 milyar dolarlık yatırım yapmanız gerekir. Oysa Zorlu Holding 2.5 Milyar Dolar maliyetle alışveriş merkezi Zorlu Center’ı inşa etmeyi tercih etmiştir.”

Prof.Dr. Ümit Özlale’nin bu saptaması Kent, İnşaat ve Ekonomi Kongresi’nde tartışılan konuların bir özeti niteliğindeydi. Üç gün süren kongrede çok önemli konular tartışıldı, değerlendirildi. Yaklaşık 1500 kişinin izlediği kongre büyük bir kazanımdı ve bana göre aşağıdaki başlıklar özellikle ön plana çıktı:

* Türkiye, sanayiyi çok erken ve hızlı bir şekilde terk etti. Sanayinin Türkiye ekonomisi içerisindeki payı hızla azalırken, inşaat ve gayrımenkul sektörlerinin payı büyük bir artış gösterdi. Kalkınmış Batı ülkeleri toplumsal refah seviyesi belirli bir noktaya ulaştıktan sonra sanayinin payını azaltarak hizmet sektörlerine ağırlık verse de, Türkiye yanlış bir noktada sanayisizleşmeyi tercih etti. Bu politika şu anda yaşanan daralmanın, işsizliğin, enflasyonun temel sebebi oldu.

* Türkiye yeni bir sanayi hamlesi yapsa bile buna hangi noktadan giriş yapabileceği belirsizdir. Sanayi Devrimi’nin dördüncü aşamasının başladığı dönemde bilim ve teknoloji altyapısı zayıf durumda olan Türkiye’nin bu açığı nasıl giderebileceği hususu büyük bir soru işaretidir.

* İnşaat amaç değil araç olmalıdır. Konutun finansallaşması öncülüğünde inşaat sektörünün karlı bir yatırım aracına dönüşmesi tarım ve sanayi başta olmak üzere ekonomik dengeleri alt üst etmiştir. Çok fazla sayıda yeni konut inşa edilmiş olmasına rağmen, bu konutlar asıl ihtiyaç sahipleri için üretilmemiştir. Zira Türkiye’de konut sahipliği oranı yıllardır aynı seviyede seyretmektedir ve üretilen bu konutların önemli bir bölümü halihazırda konut sahibi olan kimselerin yatırım amacıyla aldığı konutlardır. Ancak son dönemde yaşanan gelişmelerle birlikte bu döngü sona ermiş, konut ve arsa karlı bir yatırım olma özelliğini yitirmiştir. Geldiğimiz noktada Türkiye’de bir milyonun üzerinde satılamamış konut stoğu olduğu tahmin edilmektedir.

* Türkiye’de satılamamış bir milyonun üzerinde yeni konut olduğu tahmin edilirken, konut sorunu özellikle dar gelirli kesimler için devam etmektedir. TOKİ ve ilgili devlet kurumlarının acilen politika değişikliğine gitmesi gerekmektedir. Örneğin Hollanda’da tüm konut stoğunun %33’ünü, Avusturya’da %22’sini, İngiltere ve Fransa’da %17’sini oluşturan sosyal konutların Türkiye’de hiç örneği bulunmamaktadır. Sosyal konut şahıslara ve şirketlere satılmayan; mülkiyetinin kamuda olduğu ve kar amacıyla üretilmeyen düşük kira bedelleri karşılığında ihtiyaç sahiplerine tahsis edilen konutlardır. Sosyal konutların Türkiye’de de oluşturulmasına hem ihtiyaç vardır, hem de gerekli zemin bulunmaktadır.

* “İnşaata Hücum” döneminin kentsel mekanda, çevrede, tarım alanlarında, orman ve meralarda ağır etkileri olmuştur. Kural tanımaz şekilde imar alanı ilan edilen topraklar kentlerin yapısını, kültürünü, dengelerini, silüetini alt üst ederken, mahalle ilan edilen köylerde tarımsal faaliyetler azalmış; meraların yok edilmesi, orman ve sahillerin yapılaşmaya açılmasıyla hayvancılık, doğal yaşam ve geleneksel kültürler büyük zarar görmüştür. Bugün gıda ürünlerinin fiyatlarında yaşanan inanılmaz artışın geri planında yer alan etkenlerden bir tanesi de bu politikalardır. Türkiye kır ve kenti yeniden tanımlamaya muhtaçtır. Kentlerimize benzeyen kırsal alanları üretmeye çalışmak, yani kırsalı kentleştirmek doğru sonuçlar vermeyecektir.

* Çok konuşulan bir başka konu elbette kentsel dönüşümdü. Yurt çapında inşaat sektörünün finansallaşmasında önemli bir araç olan kentsel dönüşüm uygulamalarıyla elde edilen “düşey gecekondular”ın, kent silüetinde ve toplumsal ilişkilerde yarattığı tahribat ayrıntılı bir şekilde konuşuldu.

* Bunların dışında da konuşulan çok fazla şey vardı. Mimar ve mühendislerin bu süreçlerin içerisinde biraz da gönüllü olarak düştükleri durum, şehir planlama ve imar sorunları, Bağış Erten’in konferansında Kamil Ocak gibi terk edilen stadyumların dünyada ve Türkiye’de nasıl başka şekillerde değerlendirilebileceği, Gazikent’in neden Gaziantepspor’un yerini alamayacağı, kentsel soylulaştırma, kerpiç gibi geleneksel sistemlerin günümüz teknolojileriyle nasıl yeniden değerlendirilebileceği, göçmen emeği, tarihi çevre ve kentsel miras, Üçüncü Havalimanı, yıkımlar, siyasi gündem konuşuldu….

Herşey çok güzeldi. Çok şey öğrendim ve bu kongrenin tekrarı için sabırsızlanıyorum. Yalnızca bir şey içime sinmiyor: katılım.
Üç gün boyunca düzenlenen beş konferansta salon doluydu, ancak aralarda gerçekleştirilen akademik oturumlarda aynı durum söz konusu değildi. Elli civarında bildirinin sunulduğu bu oturumlarda öylesine önemli şeyler söylendi ki, “keşke herkes bundan faydalanabilseydi” dedik. Yine de bu konudaki mutluluğum şudur ki, bin sayfa civarında olacağını tahmin ettiğim kongre kitabı ve video arşivi sayesinde kongre içeriği kalıcı olarak insanların erişimine açık olacak ve geç de olsa bir gün insanlar bu kongrenin ne kadar önemli bir etkinlik olduğunu anlayacaktır…”

Kongre Özet Kitapçığı

Kongre Özet Kitapçığı